Müctehide uymak
Sual: Ebu Hanife, (Resulullah'ın hadis-i şerifleri başımızın tacıdır. Eshab-ı kiramın sözlerine uyarız. Tâbiînin sözleri ise, bizim sözlerimiz gibidir) diyor. Zamanın Halifesi de, İmam-ı Malik’e, (Eserin Muvatta’yı Kâbe’nin duvarına asalım, bütün Medine halkı bununla amel etsin) dediğinde, İmam-ı Mâlik, Resulullah'ın kabrini gösterip, (Bu kabrin sahibi dışında herkesin sözü, alınabilir de, alınmayabilir de) diyor. Böylece, bu iki imam da bir mezhebe uymayı caiz görmediği hâlde, âyet ve hadisten başka delil olduğu söylenebilir mi?
CEVAP
Mezhep imamlarımızın, bir mezhebe uymayı caiz görmediklerini söylemek, onlara iftira olur. İmam-ı a'zamın sözü, kendisi gibi müctehid olan zatlar içindir. Müctehid, başka müctehide uymaz, kendi ictihadına uyar. Onun için farklı mezhepler meydana çıkmıştır.
İmam-ı Malik’in sözü de, herkesi tek mezhebe uymaya zorlamanın, rahmeti daraltacağı, sünnete uymayacağını bildirmektedir; çünkü Peygamber efendimiz, (Müctehid âlimlerin farklı ictihadları rahmettir) buyuruyor. İnsanlar bir mezheple amel etmeye zorlanırsa, rahmet daralmış olur, rahmet olan diğer mezheplerden istifade imkânı kalmamış olur. İmam-ı Malik, her mezhep yaşasın, yalnız benim mezhebimle amel etmeye mecbur bırakmayın buyurmuştur.
(Herkesin sözü, alınabilir de, alınmayabilir de) sözü de, kendi gibi müctehid âlimler içindir, bizim için değildir. Bizlerin ise, mezhebimize ve mezhebimizdeki fetva verilen hükme uymamız şarttır. Bizim, mezhebimizdeki müctehid âlimin sözünü almama gibi bir yetkimiz yoktur. Öyle olsaydı, Kur’an-ı kerimde, (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyurulmazdı. Müctehid âlimlerin Resulullahın vârisleri olduğu, hadis-i şerifle bildirilmiştir. Vâris olan âlimlerin bildirdiği hükümleri atmaya, kimsenin yetkisi yoktur. Hatta yetkili bir âlim bile, diğer bir âlimin sözünü yetkisiz hale getiremez; çünkü (İctihad ictihadla nakzedilemez) mecelle kaidesi meşhurdur.